Eserin başından sonuna kadar hissedilen yalnızlık ve izolasyon, okuyucuya Stefan’ın kaybolmuşluğunu derinlemesine hissettiriyor. Dış dünya ile iç dünya arasındaki bu zıtlık, Stefan’ın hikayesinin merkezinde yer alıyor. Dış dünyadaki nesneler, insanlar ve olaylar ona giderek daha da uzaklaşırken, içsel dünyasında sanrılar ve sesler giderek daha baskın hale geliyor. Gerçeklikle bağını koparan bu süreç, okuyucunun Stefan’a dair umudunu her geçen sayfada biraz daha azaltıyor ve bu, eserin etkileyici ...