Unutmuştu adam sevmeyi, ait olduğu şaşaalı fakat soğuk duvarlı, karanlık malikanesinde... Atını şahlandırırken Mist Vadisi’nden aşağılara, sisler arasında kaybolurdu düşleri gibi. Bir tek parmakları dokunurken piyanonun tuşlarına, herkes o zaman görürdü ruhundaki ışığın yansımasını... Sonra o geldi uzaklardan, Emily... Büyülü bakışları ile çözdü bütün düğümleri... Gülüşü ile eritti bütün karları ve korkular saldı adamın yüreğine... Emily güzelliği ile herkesi kıskandırdı ve yeni ev sahibesi daha ...