Sınıf-ı münevver telkinle,
irşadla kitle-i ekseriyeti kendi maksadına göre iknaa muvaffak olamayınca, başka vasıtalara tevessül eder. Halka tahakküm ve tecebbüre başlar; halkı istibdatta bulundurmaa kalkar. ()
Halkı ne birinci usûl ile ne de tahakküm ve istibdat ile kendi hedefimize sürüklemeye muvaffak olamadıımızı görüyoruz. () Bunda muvaffak olmak için, münevver sınıfla halkın zihniyet ve hedefi arasında tabii bir intibak olmak lazımdır.
Yani sınıf-ı münevverin halka telkin ede ...