Bir görme biçimi olan sinemanın toplumsal bir tasarım aracı veya alanına dönüşmesi, izleyici tüm gözleri aynı resme, düşünceye veya davranışa odaklaması ve bu odaklanma sürecinde istediği mesajı zihinlere yerleştirmesi sinemayı sosyolojik bir aktör haline getirmektedir. Sinema, sadece boş zamanların eğlencelik bir faaliyeti ya da popüler kültürün sürekli tüketilen bir nesnesi değil, baştan beri elit bir toplumsal sınıfın ve üst kültürün entelektüel/sanatsal etkinliği olarak da kendini kabul etti ...