Boğaziçi’nde güzel bir bahar devam ediyordu. Hava boşluğunda öyle bir şeffaflık vardı ki, göz, berrak maviliğin sonsuzluklarına varacak kadar yükseliyordu. Böcek ve kuş sesleri, meçhul sazlardan oluşan garip ve dinlendirici bir müzik gibi ham, buruk, vahşi çiçek kokularıyla dolu taze havayı harekete geçiriyordu.
Deniz yine aynı ses ve aynı rengi ile ayaklarımın altındaydı, karşımda Kanlıca sahillerinde birkaç ışık, karanlık gökte rastgele serpilmiş gibi bir avuç yıldız ve Boğaz’ın yaz gecel ...