“Aşk ateşe, mesafe rüzgâra benzer. Eğer küçükse ateş; rüzgâr onu kolay söndürür. Şayet büyükse; büyütür de
büyütür…” der Mevlana.
O ateş ki büyüdükçe sığmaz âşıkın cismani hüviyetine; damla damla birikir, taşkın sel olur, pervane gibi döndürür önce…
Ne dağlar durur önünde ne aman dileyen taşlar; aktıkça çoğalır, yol aldıkça köpürür. Hangi bent şaşmış da çıkmış ki
önüne? Katar onu da yönüne. Sonra âşık anlatmak ister birine, narı onu yok edip kül etmesin diye. Velhasıl yok ...