Eski çağlarda insanların yüzü gökyüzüne çevriliydi. Henüz göğe çıkılabilen zamanlar değildi ama karanlık çöktüğünde elini uzatan yıldızlara değeceğini sanırdı. Tohum serpme vakti, suların çekileceği, kuşların döneceği göğün yüzünden okunabiliyordu. Yer ile gök arasında ışık dili konuşuluyordu; kadınlar, kahinler, bilgeler ve çocuklar bu dile yabancı olana çevirmenlik yapardı. Bu sayede göğün sesi yerde çınlayıp yuvarlanır mitolojik bir hikâyeye dönüşürdü.
Pinhan Mitoloji Ajandası 20 ...