Bakır çemberli lambanın ışığına tutarak okuduğum, Doktor Nüzhet Süleyman Bey’in Hüsrev Bey’e yazdığı bu uzun mektubu; karşımda boş bir cephane sandığı üzerinde oturan bölük emini Hüsrev Efendi’ye verdim: — Bu mektup, size yazılmış, değil mi Hüsrev Efendi? Bölük emini, dolgun kesik beyaz bıyıklarını hafif hafif koparır gibi çekiyordu, gözlerini yumdu: — Evet, Mahmut Bey! Karşımda, boş bir cephane sandığı üzerinde oturan, dolgun kesik beyaz bıyıklı, beyaz saçlı, geniş omuzlu bölük emini Hüsrev Efe ...