Küçücük, sapsarı, güzel mi güzel bir kanarya boynunu bir o yana bir bu yana bükerek, kapkara minicik boncuk gözleriyle "Beni al," der gibi bakıyor bana. O an verdim kararımı:
"İşte bu," dedim babama,
"En sevdiğim kuş bu işte."
Kanarya öylece kendi kendine gelmemişti kuşların kafeslere konulup satıldığı bu dükkâna. Başından neler geçmişti neler! Bir hikâyesi vardı ki, macera dolu. Neyse ki Ayla Çınaroğlu'nun kahramanları arasından onun dilini bir bilen çıktı da ...