Doğu Ekspresi, istimini üfleyerek Sirkeci İstasyonu´na girdiğinde, yaşlı İstanbul´un henüz derin uykuda olduğu bir nisan sabahının erken saatleriydi. Doğduğum bu şehre en son ayak basışımın üzerinden tam yirmi yıl geçmişti. Tuttuğumuz at arabasıyla taş kaplı yollarda giderken etrafa bakındım. İstanbul eskisinden farksız görünüyordu. Öyle miydi gerçekten? Arabacının Galata Köprüsü´ne giriş parasını ödemesiyle başlayan, Altın Boynuz´un öteki yakasına yolculuğumuz sırasında, bir değişiklik dikkatim ...