İnsan, sadece hukukun öznesi olarak değil, edimin ve devinimin kaynağı olarak da
şahsiyetinde ve yaşamında insan hakları ve eşitlik ilkelerinin vücut bulduğu bir varlıktır.
Ancak bu vücut bulma hali, yaşanılan coğrafyaya, o coğrafya insanlarının ahlaki ve tarihi
birikimine; bu birikimi anlama ve gerektiğinde değiştirme cesaretine dek uzanır. Özgürlüğün
ve özgürce benimsenmiş bir ahlak anlayışının var olduğu yerde, düşünce ve edim arasında bir
tutarlılık, tarihsel ve ...