Dokuz yaşında ayrıldığı Vodina´nın sokaklarında yürür; çocukluğunda ekmek, börek alıp eve koştuğu fırını arar, önce bulamaz, sonra bulur ama fırının olduğu yerde başka bir yapı vardır. Sonra camiyi arar, caminin minaresi yıkılmıştır ama yapı olduğu gibi durur, bir ressamın atölyesine dönüşmüştür cami. Ressamla caminin kapısında çat pat konuşmaya çalışır. Sonra Hürrem Erman çocukluğundaki evi görür uzaktan, sokağı tanır ve durup öylece bakar. O sessizlikte geçen ömrün kısacık hesaplaşması vardır; ...