Bir uçurtmam vardı umuda uçurduğum
Asi maviliğin altında dalga dalga savrulan
Beyaz yelelerini asil bir at edasıyla üzerinde taşıyan.
Kararttılar gökyüzünü kuşları ürküterek
Ve boğdular yasa, kelebekleri.
Heyhat!
Ölmüş tüm insanlar
Yaşayanlar ne peki?
Vurdular uçurtmamı, umudum kahr-u perişan edildi!
Ey gökler niçin gömüldünüz karanlığa açın perdeleri!
Ortalıktaki cesetler görünmeli!
Ömrümün geri kalan şaşkınlığını
Hoyrat ellerde inciti ...