Gölün üstünde eylülün erkenci sisi vardı. Uzun bir karabatak sürüsü suların yüzünü yalarcasına çok alçaklardan uçarak ok gibi bir hızla ağarık göğe yükseldi.
Güneş yavaş yavaş iniyordu. O arada kıyıya bakan köylerin birinden bir köpek kısık sesiyle bir ağıttır tutturdu. Ardından susup sesinin dağlara, dağlardan henüz hasat edilmemiş ısır tarlalarına, bataklıklarda diz boyu öbeklenmiş nilüferlere, sürgünleri henüz tazecik kamışlara, kamışlardan kıyının çakılları üstüne çekili bekleyen kayı ...