Gazi, pencereye tutunduğu sırada Fikriye ayakta kalabilmek için bütün gücünü harcıyordu. Gözlerinden çağlayan yaşlar, sırtından girip kalbine saplanan kurşunun ağzından boşalttığı kanlara karışmıştı.
"Fikriye. Yavrucuğum. Allah'ım siz onu mu vurdunuz, siz kime kurşun sıktınız?
"Bu askeri kıyafetinizi ilk kez görüyorum. Benim için mi böyle giyindiniz? Bir ayağınız önde bir eliniz cebinizde. Şimdi de diğer elinizi bana uzattınız. Nereye götüreceksiniz beni paşam?"
...