Türkiye´de devlet, toplumsal ilişkilere belirli bir biçim veren, bu biçimi yeniden üretmek için gerekli kurumsal ve söylemsel pratikleri topluma empoze eden bir konumdadır. Toplumsal yarar adına, devletin yurttaşı sürekli bir şekilde yönlendirdiği, kendi "iyi" ve "makbul" anlayışını topluma empoze ettiği böyle bir politik düzlemde, devlet aktif özneyken, yurttaş "taşıyıcı / nesne" konumuna itilmiştir. Hikmet-i hükümet, başka bir ifadeyle devletin "çıkarları" birey hak ve özgürlüklerinin üstünde ...