Topu topu birkaç adamdılar.
Ölüm fermanlarını, boyunlarındaki hamaylın içinde taşıyorlardı.
Oremarlı Settar, taştan bir yüz ifadesiyle uzaklara bakıyor, "Bu dağ güneşinin kralı olmalı, olmalı ya da ölmeli" diyordu.
Maronisli Sadık bilgece konuşuyordu: "Dostluk kayıp bir eşyadır, alınıp satılmıyor. Düşmanlık ise arsız bir ottur bu dağlarda, her yerde bitiyor."
Gewdanlı Qerdeş, yol arkadaşı İsmail'e dönüyor, "Sınırdan öte yoldur, sınırdan öte kurtuluş... Bizi ...