“Kahvaltıdan sonra Ece’nin dolabını açtım. Keskin bir naftalin kokusu burnuma doldu. Annem yeni naftalin paketleri asmış olmalıydı. Sanırım o kokunun etkisiyle Ece’nin bu zamana ait biri, benim kardeşim değil de çok çok eskiden yaşamış ve ölmüş yaşlı bir akrabam olduğu fikrine kapıldım. Böyle düşününce birden uzaklaşıverdim ondan. Eti etimden koptu sanki, hafifledim. Kırmızı bir kazak, siyah bir kot ve onun giymeye kıyamadığı süet botlarını aldım dolaptan. Annem hiç istemez ona ait şeyleri giyme ...