“Şurada, sahnede kendimi terkedilmiş, çok büyük düşlerle yapayalnız hissediyorum.
Hüzünlü bir sisin içinde koşuşturanları görüyorum. Maskeli insanlar dünyasının telaşı bu...
Oysa ki ömrümce anlattım; bir tiyatro oyunu gerçek yaşamın hızıyla gelişir; sahne
aydınlandığı an hiçbir şeyi düzeltemezsin artık! Neyse odur. Her şey söylendiği gibi gerçektir,
daha nasıl anlatmalı bilmem ki? Hamlet’in ölürken mırıldandığı gibi “geriye sessizlik kalır’’