Deniz kabuğundan kıskanıyordu adam kadını. Çakıl taşına sevdalanmıştı dev ve bahçe makasından kaçmaktaydı kız. Mazlum güzelin tek dileği vardı. Kurbağanınsa tek derdi prens olmaktı. Kırık bir hikâyenin son şahidiydi eski lâmbanın cini ve gidenler geri geldiğinde ancak dinerdi bütün acılar. Hayaletlere asla güven olmazdı. Öte yandan Zümrüdüanka’nın külündeydi derdin devası ve anılar denizinde incili tarak gibiydi aşk. Oysaki çalıntı kalpten medet ummaktaydı prenses.
Esas özgür olan zerr ...