“Rüzgârda tohumları sürüklenir, nereye düşeceğini, nereye savrulacağını bilmez. Havada esintiyle süzülür durur. Sonra esinti biter ve karahindiba tohumu toprağa düşer. Artık evi orasıdır. Kökleri toprağın derinlerine doğru yolculuğa başlarken o da yeşerir ve sarı çiçekler açar. Nerede olursa olsun fark etmez. Bir sonraki tohumunu rüzgâr savurana kadar bulunduğu yeri güzelleştirir. İşte ben de kendimi karahindiba tohumu gibi hissediyorum. Yıllar içinde oradan oraya sürükleneceğim ama her sürüklen ...