Üşüyordu balık ilk kez kendi suyunda; çünkü suyu, kendi özsuyu değildi artık. Sığınabileceği dostları yoktu. Doğanın bu temiz, doğal, coşkulu suyu; eski, saf suları değildi şimdi. Çok kirlenmiş, çok oynanmıştı suyla... Ne dinamitler, ne oltacılar görmüş, ne zehirli atıklar salınmıştı içine. Ayrıca balığın, yosunun, kurbağanın, yeşil tarlaların umudu olan o suyu alıp santralin soğutma ünitesinde bir kulenin tepesine çıkarmış, başını döndürmüşlerdi suyun. Sonra kulenin başından aşağı onu kara kapk ...